İyi gün taraftarı nedir?
Ben gerçek bir taraftarım ve susmayacağım... Tarafım budur, bir şey yanlış ise konuşulacak.
Merhaba...
Bundan böyle Gazete Ekip'de bu köşede sizlerle olacağım. Hem bu şehrin bir yaşayanı hem bir kadın taraftar olarak şehrimize ve Samsunspor'umuza ait ne varsa kimi zaman doğruları kimi zaman yanlışları sizlerle paylaşacağım.
İlk yazımda da geride kalan ancak unutulmaması gereken geçen sezon sonu ve bu sezon başı yaşadığım olumsuzlukları yazdım.
Yazdım ki, aynı yanlışlar bir daha tekrarlanmasın, tecrübe olsun, insanlar yine üzülmesin...
Başlıktan da anlayacağınız üzere özellikle sosyal medyada tartışma konusu olan, gündeme gelen iyi gün taraftarı, kötü gün taraftarı konusuna değinmek istiyorum.
İyi gün taraftarı nedir, kimdir?
Öncelikle bunu taraftar arkadaşlarıma değil, ısrarla yazan kişilere soruyorum.
Tabi ki ilk cevabı kendim verecem... Kadın taraftar olarak veriyorum bu cevabı, Samsun'da doğmuş büyümüş, Samsunspor'a gönül vermiş bir kadın taraftar olarak anlatıyorum...
Eski stadyumda hemcinslerimin sayısı 20'ye bile ulaşmazken sevdamızın peşinde, tribünlerdeydim.
Çoğu kadın arkadaşlarımı bu sevdaya ortak etmeye çalışarak başladı hikayem aslında... Sonra akrabalar, arkadaşlar, iş arkadaşları, yeğenlerim derken iyi bir çoğunluk elde ettik...
Yağmur, kar, soğuk, sıcak... Hiç biri önemli olmadı benim için, her maçta kırmızı beyaz formamızla tribün havasını soludum.
Yeni stadyum özellikle hususi aracı olmayan biri için dönüş açısından çok zor ve sıkıntılı... Ve yine bunu bir kadın taraftarların yaşadığı en önemli zorluk olarak belirtiyorum.
10 yaşında yeğenim benimle maçlara gelerek yaşını 16 yaptı, bir nevi tribünlerde büyüdü yanımda, üzüntüyü, sevinci, zorlukları benimle yaşadı... Aç da kaldık, yolda da kaldık, defalarca hasta da olduk ama o maçta yerimizi aldık.
Değecek bunlara dedik ve en sonunda şampiyon olarak ait olduğumuz yere döndük. Şimdi kutlama zamanı, sevince boğulma, Süper Lig'e çıkma coşkusunu takımımızla birlikte yaşama zamanı dedik.
O son maç... O son maç bizim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Bütün sezon boyunca takımımızı desteklediğimiz yerimizden olduk. Bize değil, başkalarına açıldı koltuklarımız. Olsun dedik, bu maç sahaya dökülme maçı. Önemli olan bu idi.
Sonra ne mi oldu? Bize şampiyonluk kutlaması adı altında fiyat biçildi. İşte orda büyük bir kalp kırıklığı yaşadık...
"İyi gün taraftarı gelmesin" sözü yine dillerde, yine sayfalardaydı. Biz taraftarlara "kulüp için destek konseri" denilse kısıtlı bütçelere rağmen herkes en yüksek rakamı verirdi, ama benim bütün sezon takımımın yanında olarak hakettiğim bu sevince "para biçmek" büyük yanlıştı.
Biz gidemedik, boğazımız düğümlendi, içimiz acıdı ama gidemedik... O son maçta sevdamızın yanında olamadık. Benimle birlikte tribünlerde büyüyen yeğenimi geride bırakamazdım, yine çok isteyip de gidemeyen arkadaşlarımı arkada bırakamazdım.
Benimle birlikte gidicek kişi sayısı çok yüksekti, bütün sezon tribünde ortak mutluluklar yaşadığım insanları bırakıp tek başıma sahte bir sevinçle sevinemezdim.
Gidemedik ve biz "iyi gün taraftarı" olduk... Parası olanlar gitti. Kombinesini alan bir taraftar olarak resmen tribün dışına itildik.
Hep maddi durumlardan bahsettik ama bir taraftar olarak şunu söylemeliyim ki, geçim zor, herkesin o yüksek meğlalarda bilet alma imkanı yok. Bu "iyi gün taraftarı" demek değildir... Bunun bilinmesi gerekir.
İçimize attık, bütün bunları unuttuk... Takımımız artık Süper lig'de. Yeni bir heyecan vardı içimizde.
Yeni sezon öncesi "forma alın" dediler, aldık. Sonra "Kombine alın" çağrısı yapıldı. Biz de heyecanla kombinemizi almak için hazırlıklarımızı yaptık... Ancak o heyecınımızı da öldürdüler resmen. Neden mi? Kombineler daha ilk satışa çıktığı an sisteme giriş yaptık, ancak geçen sezon kombinemizin olduğu blok komple satılmış görünüyor.
Her zamanki yerim, her zamanki koltuğumu maalesef alamadım ve halen alamıyorum. Bu nasıl kulüp, nasıl profesyonellik, nasıl anlayış? Önceden kombinesi olanlara öncelik hakkı yok mu? Ayrıca daha satışa çıkar çıkmaz koskoca blok nasıl tükeniyor ilk saatlerde? "Var bir çapanoğlu" diyor insan ister istemez?
Şimdi soruyorum... İyi gün taraftarına mı verdiniz koskoca bloğu? Artık ait olduğum tribünden sürülmüş hissediyorum.
Ben ve benim gibiler, biz daha ne kadar çabalayacağız, kaç kere daha itileceğiz?
Şimdi iyi gün taraftarı kim ya da iyi gün taraftarının tarifi nedir? Ben yaşadıklarımı içime atarak, iyi günü başka tribünde sevinerek yaşadım. Diğer her günüm Samsunspor taraftarı olarak geçti. Bu cümleyi ağzına alanlar, şimdi çıkın karşıma, kim ne kadar, nasıl taraftar? Hadi bunun muhasebesini yapalım, hodri meydan.
Ben gerçek bir taraftarım ve susmayacağım... Tarafım budur, bir şey yanlış ise konuşulacak.
Diyebilirsiniz ki, bunları neden anlatıyorsun... Sadece kendimden örnekler anlatarak, benim gibi yüzlerce taraftarın sesi olmak için. Yine kendimden örnekler vererek yapılan hataların en azından bundan sonra düzeltilmesi için...
Son olarak şunu söylemek isterim ki, taraftarı üzmeyin, küstürmeyin... Herkes gider, taraftar kalır...
Kalın sağlıcakla...
esra ozansamsunsporsüper ligtaraftar