Anahtarı doğru tutmak...
Birileri o anahtarın ayarları ile oynadı sanki. Anahtar doğru, kilit doğru, açacak kişi anahtarı elinde yanlış tutuyor...
Sabır kurtuluşun anahtarıdır derler ya, biz o anahtarı aradık, taradık aylar değil, yıllarca peşinden koştuk.
Sabrın bittiği oldu, tekrar tekrar yeniledik. Sabrı yine aradık, taradık peşinden koştuk, yorulduk, ağladık, isyanda ettik, ama yine kendimizi sabırla anahtarın peşinde bulduk. Ne mi oldu? Bulduk anahtarı...
Sabrın sonundaki anahtar geldi, erdik kurtuluşa... Tüm şehir, tüm kırmızı-beyaz sevdalıları olarak bu sefer o sabrın sonunda sevinçten ağladık... Ne güzel bir ödüldü sabrın sonundaki mutluluk.
Tüm şehir bir bütün olduk, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden meydanlara, caddelere attık kendimizi. Her yerde kırmızı-beyaz her yerde armalı bayrağımız...
En çok beklenen, en çok istenen sabrın sonundaki kurtuluşumuz için coştuk, güldük, ağladık, eğlendik...
Hakkımız olan emeğin sabrın ödülünü aldık...
Sonra ne mi oldu?
Birileri o anahtarın ayarları ile oynadı sanki. Anahtar doğru, kilit doğru, açacak kişi anahtarı elinde yanlış tutuyor...
Herkes diyor ki; "Yanlış tutuyorsun anahtarı. Doğrusu bu değil."
"Sabırlı ol diyor."
Yine "yanlış" diyoruz. "Ben biliyorum" diyor.
Yine biz ısrarla "Hayır doğru tutuş değil" diyoruz, "sizler umutsuz bakıyorsunuz" diyor.
Peki anahtar orda, kilit orda... Açan yanlış tutarken bizim fereyanlarımız mıdır yanlış olan?
Sabrın, bekleyişin ne olduğunu en iyi bilen bizim sabırsızlığımız mıdır?
Yanlışa yanlış diyen yoksa, her dediğimizde o anahtar kiliti açmadıkça bizim umutsuzluğumuz mudur buna engel olan?
Elindeki anahtara bak, yönü düzelt, o kilidi aç artık...
Biz değiliz anahtarı tutan, sensin.
Bir gerçek de var, biz o anahtarı yine bulur, yine bekler, yine sabrın sonuna gideriz.
Samsunspor sevdalısı olarak tekrarlıyorum, artık bize değil, elindeki anahtara odaklan, doğru açılışı bul.
esra bıçakçısamsunsporsüper lig