Gurur abidemiz… Göğsümüzü kabartan...
Murat Sandıkçı Samsun için bir fırsattır. Meslektaşlarımız başta olmak üzere Gazeteciler Cemiyeti ve şehrin tüm dinamizmleri sonuna kadar arkasında durmalı ve sahip çıkmalı.
İki binli yılların henüz başları. Yani yaklaşık 25 yıl önce. Karadenizspor'da son demlerimdeyim. Takımı Birol Berkem çalıştırıyor. Maksat ağabeylik yapmak. Ancak çok şey bekleniyor benden. Kulübün beklentisi yüksek. Tüm enerjimi toplayıp son bir gayretle antrenmanlar, maçlar vs… Antrenmanlar başlar, çelimsiz bacakları çalı çırpı, yeni tüylenen vücudu deniz yüzü belki son bir kaç yıl hiç görmemiş gibi bir genç koşu yaparken yanıma geldi.
- "Abi seni televizyon prgramlarından ve gazete haberlerinden, yan sahalardaki fotoğraf çekimlerinden tanıyorum. Hatta bir keresinde bana bol yıldızlı değerlendirmelerde bile bulunmuşun. Hala saklıyorum o gazeteyi” dedi.
Baktım benimle ilgili bayağı bir bilgi sahibi ve araştırma yapmış. O yıllarda gazeteye devam etmekteyim. Amatör maçları artık daha genç bir kardeşimizin takip etmesi gerektiğini düşünüyordum.
- "Madem bu kadar ilgilisin sen yarın gazeteye bir gel bakim” dedim
Hem takım arkadaşım oldu, hem de gazetemizin amatör maçlarını takip eden ve haberler yapan muhabirimiz oldu. Çok şey sordu, çok şeyi cevapladım. Hatta bir keresinde okul arkadaşlarımdan bir arkadaşımın doğum günü kutlaması var. Söz vermişim ancak o gün de benim öyle acayip ve mutlaka gitmem gereken bir iş çıktı ki ikisi arasında tercih yaparken pattt bizim oğlan geldi aklıma. O ana kadar eline ne makine almış ne de fotoğraf çekmişti.
- Bak buraya basarsan görüntü çekmeye başlar. Buraya dokunursan durur. İleri geri tuşuyla fazla oynama…" Diye aktardım tüm bilmesi gerekenleri.
Bunun yanında fotoğraf çekilmesi için de makinemi bıraktım ve nereye basılacak, nerden çekilen fotoğraflara bakılacak onu anlattım. Sonra bastım gittim. Onun ilk deneyimiydi bu. Hala anlatır konuşuruz aramızda.
Devamında işi ilerletip haberlere artık tek başına gitmeye başladığı dönemde bir maç tartışması ve kavgasında her iki takım yöneticileri, oyuncular maçın triosuna tepki gösteriyor, taraftar yığılmış hakem odasının önüne, veriyor veriştiriyor. Bizim Orhan Anıl hoca yanına yanaşır ve der ki;
- Kardeşim ortalık kötü bak çek bu kareyi kaçırma önemli bir an...
Bizimkisi;
- "Yok yaaa ne olacak. Her gün olan şeyler” der ama, sonra eli her nasıl olduysa denklaşöre gider basar ve çeker o önemli anı…
Sonrasında o çektiği tek kare yaşanan gelişmelerden dolayı gazetenin ana sayfasının tam göbeğine MANŞET haber olarak girer…
Bu ve buna benzer daha bir çok güncel konu, güncel gelişme ve yaşananlar. Benim anlattıklarımdan daha çok bir zaman sonra benim ondan öğrendiklerim oldu. Hayata dair, mahalle yaşantısı ve sosyal hayata, siyasete dair bir çok konularda tartıştık ve hak verdiğim çokça mevzular da oldu.
Bir zaman sonra birbirimize yol arkadaşı olduk, aynı yemeği kaşıkladık, ekmeği bölüp yedik. Kimi zaman karnımızı doyuramadığımız günlerde de önemli olan gazeteye haberin getirilmesiydi, onu yaptık.
Sonra boynuz kulağı geçti diye bir deyim vardır. Onu birebir yaşayanlardanım. Gurur duyarak izlemekteyim, Samsun izlemekte. Sözünü ettiğim gözümün nuru, canım kardeşim, yiğit adam, memleket insanı, işinin piri, büyüğüne saygı, küçüğüne sevgi sensörünü iyi ayarlayan canım kardeşim Murat Sandıkçı yeniden Demir Ören Haber Ajansı'nın Bölge Müdürlüğüne getirilişini büyük bir gururla öğrendim.
Murat Sandıkçı Samsun için bir fırsattır. Meslektaşlarımız başta olmak üzere Gazeteciler Cemiyeti ve şehrin tüm dinamizmleri sonuna kadar arkasında durmalı ve sahip çıkmalı.
O iyi bir gazeteci, o memleket sevdalısı, o Samsun’un nabzını tutan usta bir gazeteci… Ne güzel ne güzel. Ne güzelsin kardeşim yaşa varol.
okan dileksamsunmurat sandıkçıgazeteci