Okan Dilek'ten 'Aklını Sporla Bozan Şehir' yazısı
Yazarımız Okan Dilek, köşe yazısında "Aklını Sporla Bozan Şehir" başlıklı yazısıyla cefakar taraftarları anlattı. İşte Okan Dilek'in köşe yazısı...
Yazarımız Okan Dilek, köşe yazısında "Aklını Sporla Bozan Şehir" başlıklı yazısıyla cefakar taraftarları anlattı. İşte Okan Dilek'in köşe yazısı...
AKLINI SPORLA BOZAN ŞEHİR
Daha henüz tel örgülerin sporcu ile seyircinin arasına girmediği yıllar. Bugünkü gibi tribünler kurulmuş, taraftar gelip izlesin diye bir çalışma yapılmamış yıllar. Yani eski diyeceğimiz o anı yıllarından hangi tarih aklınıza gelirse işte o yıllarda bugün sözünü ettiğimiz taraftar her antrenmanda takımını izlemek için saha kenarında.
İlgi büyük. Daha düne kadar ben futbolcuya, basketçiye, voleybolcuya kız-oğlan vermem diyenler bu mücadelenin içinde olanları gözüne kestirip saha kenarından izledi ve emaneti oraya teslim etme gayretine girdi.
Eskiden komşu oturmasına gidildiğinde ya da pazara çıkıldığında oralarda 'Mürvet' fırsatı çıkartırmış anneler, babalar... Yani kız-oğlan oralarda beğenilir, uygun bulunanlar baş göz edilip yuva kurmaları sağlanırdı. Tıpkı bu anlayışta saha kenarından o mücadeleyi izleyenler işte tam da böyle yaptı.
Bir zaman sonra bu taraftar saha kenarında sayısı daha da arttı. Her antrenmana gidildi, yağmur çamur demeden antrenmanlar izlendi. Kalabalık her antrenmanda daha da arttı. İlgi büyük. Bizim Arif ‘i hatırlarım bilirim, lapa lapa kar yağıyor, bugünkü Samsunspor tesislerinde derme çatma yapılan tribünde bir tek o var. Üstünde ince bir mont, kar başına beyaz papak gibi duruyor. Titriyor ama orayı terk etmiyor. Haber yapıyoruz Arifi. Arif hala var ve hala kalbimizde ve hep orda duracak. Onun bu duruşunu hiçbir zaman unutmam mümkün değil. Evet 1 sıfırdan büyüktür. Arif o gün takımını yalnız bırakmadı ve tribünde ki yerini aldı.
Bugün binler-onbinler tribünde. Dünden gelen bir alışkanlık adeta. Dededen babaya, Babadan-Oğula geçen bir miras gibi maça gitmek, antrenmanlarda bulunmak. Bu özelliğini hiçbir zaman kaybetmedi şehrimiz. Kıymalı pide yaptırılıp da gidiliyor mu hala tam bilmiyorum. Hiçbir zaman tel örgülerin aramızda olmadığı yılların duygusunu terk etmedi o hissiyat. Maç bitimi soyunma odasından çıkıp otobüse gidecek olan futbolcuya seslenmek,
-Aferim aslanım sana’ demek için bile saatlerini o tünelin ucunda bekleyen taraftar.
Bu ruhu hiçbir kulüpte bulamazsınız. Ancak talihsizlik ve bir türlü nasip olmayan arzu ettiğimiz sonuca ulaşabilmek hep ertelenmekte. Samsun'da hangi branşta olursanız olun bir seyircisi mutlaka vardır Arif gibi. Tribünde mutlaka her branşın bir taraftarı vardır. Çeşitli kategorilerde salonda ya da dışarda hangi branşın taraftarı olursanız olun herkesin ortak bir araya geldiği ve gırtlağı yırtılırcasına tezahüratta bulunduğu ortak duygu Samsunspor Futbol takımının maçlarıdır.
İşte bu yüzden tribünlerimizde onbinler, yer almakta, onbinler tek bir sesle haykırmaktadır. Bu kültür ve hissiyat var oldukça, dünya döndükçe aklını sporla bozmuş bir şehir olma özelliğimiz daima devam edecektir. Ne güzel ne güzel…
Okan DileksporSamsunsportaraftar